Konjonktürel şartlar ve toplumsal eğilimlerin bir neticesi olarak İslamcıların dine ve dini kaynaklara yaklaşımı genellikle siyasi, itikadi ve fıkhi öncelikli olmuştur. Bilhassa itikadi ve ameli hükümlerden sonra zikredilmesinden anlaşılacağı üzere ahlaki hükümlere ya hiç sıra gelmemiş ya da en son gelmiştir. Bu nedenle çağdaş İslam düşüncesinin ahlaki arka planı hep zayıf kalmaya mahkum edilmiştir. En iyimser değerlendirmeyle ne asli kaynaklara dönme gereği duyanlar, ne de geleneksel eğitim ve irşad anlayışında olanlar, ahlaka riayet etmenin gereğine dair genel ve yüzeysel bir söylemden öte fazla bir şey yapmış değiller. Oysa ahlaki bir sistem kurulmadan siyasal ya da toplumsal bir sistem kurmak mümkün değildir. Ülkenin ve toplumun içinde bulunduğu durum bunu ispatlamaktadır. Bilmeniz gerekir ki, ahlakdışılığın yol açtığı bir kaosu önlemenin ve ıslah etmenin yolu, ahlaktan azade öneriler olamaz.
Ayrıca uzun asırlar ihmal edilmişliğin bir sonucu olarak ahlaki kavramlar anlam erozyonuna uğramış, kimi yüzeyselleşmiş, kimi anlam daralmasına uğramış, kimi de anlamından saptırılmıştır. Oysa bizim anladığımız kadarıyla Muhammed (as)’ın yaşamak ve tamamlamak üzere gönderildiği büyük ve güzel ahlak, dinden ayrı bir şey değildi ve bu duruma düşürülmemeliydi. Böylesi büyük ve güzel bir sistem, zihinsel olarak çığırından çıkarılmış kavramlara kurulamazdı. Bu sebeple sözkonusu kavramları ele almanın zaruretine inandık.
(Arka Kapak)

Diğer Kredi Kartları : 11,00 Peşin(Tek Çekim)