13,00 TL
15,00 TL
19,00 TL
22,00 TL
23,40 TL
25,00 TL
16,00 TL
Jorge Semprun, Avrupa&rsquonın yirminci yüzyıldaki sancılarını, özellikle İkinci Dünya Savaşı&rsquonı yaşamış bir yazar. Gerek doğum yeri olan İspanya&rsquoda, gerek sürgün gittiği Fransa&rsquoda hem Nazi dehşetini tanıdı, hem de ona karşı savaştı. Semprun&rsquoun bugüne kadar imza attığı edebiyat yapıtlarında da, film senaryolarında da bu anıların izleri vardır. Beyaz Dağ&rsquoda da, kahramanların ağzından konuşan gene Semprun konuşuyor. Romanda, yazar Juan Larrea, ressam Antoine de Stermaria ve yönetmen Karel Kepela, 1982 yılında Normandiya&rsquodaki bir evde bir araya gelirler. Rastlantıların da yardımcı olduğu bu buluşmada, iki de kadın vardır. Madrid&rsquoden, Venedik&rsquoten, müzelerden, Prag&rsquodan söz ederler yüzyıla damgasını vuran olayların izleriyle dolu olan bu yerler, onların kişisel dramlarının da tanığıdır. Semprun, bu beş kişinin birlikte geçirdiği iki günü anlatırken, Avrupa&rsquonın geçmişi, yirminci yüzyılda yaşanan dehşet, bunun kültürel temelleri üzerinde düşünüyor. Avrupa kimliğini kuran düşünceleri, Kafka&rsquodan Marx&rsquoa, Musil&rsquoden Lenin&rsquoe kadar pek çok adın yer aldığı bir insanlık coğrafyasını, insanlık durumunu tartışıyor. Semprun, insanlığın tükendiği anlara tanıklık ediyor.(Arka Kapak)