Yaşar Gürsoy'un ikinci baskısı yapılan Beyninle Seviş(me) adlı kitabında her insan kendini buluyor, "Yüzleşme" denilen derin duygunun en gerçeği ile yüz yüze kalıyor.

Erkek-kadın ilişkilerinin çarpıcı bir biçimde gözden geçirildiği kitaptaki denemeler gerçek hayattan gerçek alıntılar...
Dürüst, yalın ve sesli düşünmelerle yüklü Beyninle Seviş (me)'de hayal ve gerçek arasında gidip gelen yaşanmışlıklarda dikkat çekiyor.
(Tanıtım Bülteni'nden...)


Hafta sonu yaşanır en deli anlar. 
Hazırlıklar...
Koşuşturmalar...
Sevişme öncelerinin planlı düşleri, yeni sevdalar, çoğalıp üzerine üşüşen aşk şarkıları.
Ve içkili yaşanır yaşamlar. 
Tadına varılır bir hafta sonu kaçamağında. İri-iri gelir sevilenler üzerine. 
Kaçıp gitmeler...
Koşup sarılmalar, en çok o zamanlarda arzulanır.
Kimi yerlerde ayrılıklar, kimi yerlerde hüzünlü aşk şarkıları, kimi yerde de deli-dolu yaşanır.

"Ölmeden!" demenin zamanı gelmiştir. "Hiçbir şeyin anlamı yok. De hadi git be!.." "Kaç kendinden!. Yelken aç uzak diyarlara. Ve ardına baktığında peşinden melankoli olanları hiç hatırlama bile. Ve hatta her bir insanı kendi haline bırak."

Cuma akşamı hararetiyle başlayan anlar, Pazar gecesinin dinliğiyle son bulur. Ta ki pazartesiyle buluşan ayna karşılaşmalarına dek