Filistin direnişinin her Türkiyeli için ayrı bir yeri vardır. Filistin bizdendir, bizimdir. Fakat uzun bir süredir unuttuk Filistin&rsquoi. Defalarca izlediğimiz intifada görüntülerini kanıksadık. Ta ki İsrail&rsquoin Filistin topraklarını yeniden işgal etmesine, Yaser Arafat&rsquoı karargahında kuşatmasına ve onlarca Filistinliyi katletmesine kadar.
Mete Çubukçu, Filistin&rsquoi hiç unutmayanlardan biri. &ldquoHep Filistinlilerden yana oldum,&ldquo diye bir televizyon gazetecisi. Türkiye kamuoyunun Ortadoğu sorununu, Filistin dramını izleyebilmesinde bölgeden verdiği haberlerle Çubukçu&rsquonun katkısı çok büyük. Bir gazeteci olarak yıllardır Filistin&rsquole yakından ilgilenmesinin ürünü olan bu kitabında Filistin direnişinin tarihçesini çıkarıyor: Savaşın neden ve nasıl başladığını, nasıl geliştiğini, ardından barışa dair umutları ve nihayet bu umutların günbegün nasıl solduğunu anlatıyor.
Bizim Filistin, esas olarak günümüzde yaşananları ele alıyor. Çubukçu, İsrail&rsquode ipleri eline alan Ariel Şaron&rsquoun 28 Eylülü 2000&rsquode Kudüs&rsquoteki provokasyonuyla başlayan ikinci intifadayı ve yeni kanlı süreci bizzat Filistin&rsquodeki gözlem ve tanıklığına dayanarak aktarıyor. Filistin direnişinin yeni kuşağını, bombalı intihar eylemleriyle adını duyuran Hamas&rsquoı, İsrail&rsquoin savaşa ve barışa dair handikaplarını ve Türkiye-İsrail ilişkilerini anlamada çok önemli vazgeçilmez bir kaynak olarak sunuyoruz Bizim Filistin&rsquoi.
(Arka Kapak)