Osmanlı Devleti 1839 tarihli Tanzimat Fermanı&rsquondan sonra eğitim, maliye ve ekonomi alanlarında Avrupa ile arasındaki farkı kapatmak için birtakım düzenlemelere başvururken, Uzakdoğu&rsquoda Japonya Meiji yönetimiyle birlikte büyük ekonomik ve sosyal ilerlemeye girmiş ve 1890&rsquolı yılların başında bir güç hâlini almıştı. Japonya&rsquonın yeni ve güçlü bir dünya ülkesi konumuna yükselmesi Osmanlı aydınlarının dikkatinden kaçmamıştı. Böylece Japonya ve Japonlara karşı Osmanlı basın edebiyatında yakın bir ilgi doğmuştu.
Japonların her alanda katettikleri ilerleme Osmanlı Devleti&rsquonde hayranlık uyandırıyor ve Japonlarla daha yakın ilişkiler kurulması arzusuna yol açıyordu. Bu yüzden 1875&rsquoden sonra, Osmanlı gazete ve dergilerinde Japonya ve Japonlar üzerine önceleri Batı dillerinden çevrilen daha sonra da bizzat Türk gazeteci ve yazarları tarafından kaleme alınan haber ve yazıları yayınlanmaya başlamıştı. 1904-1905 Rus-Japon Savaşı ilişkilerin geliştirilmesinde bir dönüm noktası olmuştur. Zira Rusya, Osmanlı Devleti&rsquone emperyalist duygularla yaklaşıyorlardu. Bir anlamda Osmanlı Devleti&rsquoyle Rusya politik arenada birbirinin düşmanıydılar. O yüzden Japonya&rsquonın bu savaşı kazanması, Osmanlı Devleti açısından büyük önem taşımaktaydı. Savaşın sonucu Osmanlı Halkı&rsquonca da merakla ve heyecanla bekleniyordu. Savaş, Japonya&rsquonın zaferiyle sonuçlanınca, Osmanlı aydınları kimi kitap, kimi makale olmak üzere Japonlarla ilgili pek çok değerlendirmeyi içine alan eser kaleme alıyorlardı. Japonya&rsquonın zaferi üzerine Sultan II. Abdülhamid de harekete geçmiş ve Japon İmparatoru&rsquona Ertuğrul Gemisi ile bir heyet göndermişti.