Ölüm Kadar Sert.
İstanbul&rsquoun eski bir semtinde bir mezarlık.
Mezarlığın bir köşesinde unutulmuş, Osmanlı&rsquodan kalma cellat mezarları...
Suç ve masumiyetin kaderlerini birleştirdiği dört erkek:
İsa, Hamit, Lütfü ve Fuat...
Aslı E. Perker&rsquoden psikolojik gerilimli bir suç romanı...
&ldquoTaşlar dün gece gördüğü gibi, yazısız, bomboştu. Hiç beklemediği bir şekilde, aynen dün geceki gibi tekrar ürperdi. Üzeri boş bir mezar taşı yüzü olmayan bir çocuk gibiydi. Neden olduğunu bilmeden bir şeyler düğümlendi boğazında. Bir terk edilmişlik duygusu hissediyordu. Kendi terk edilmişliğini değil, burada yatan bu insanların terk edilmişliğini&ldquo. (Kitaptan...)
İsa, tek bacağı kısa bir mezarlık bekçisi. Kusuruyla ilgili onu rahatsız eden tek şey sigarasını ayakkabısının ucuyla söndüremiyor olmak. Sonradan göç ettiği İstanbul&rsquodaki tek arkadaşı ona gömmesi için öldürdüğü insanların cesetlerini getiren Hamit.
Hamit, yeraltı dünyasının en iyi tetikçilerinden biri... Şimdiye kadar her işi kusursuz halletmesiyle tanınıyor. Ancak ilerleyen yaşında yakını göremeyen gözleri, dünyanın değişen düzeni ve yeni teknolojiler canını sıkıyor. İşlerin eski usule göre halledilememesinden yakınıyor. Yapayalnız hayatında bir tek yakını yeğeni Lütfü...
Lütfü, yeraltı dünyasında hızla ilerlemek isteyen genç bir delikanlı...
Şeytan tüyü olduğu kesin kendini herkese sevdiriyor. Uyuşturucu satmak için gittiği üniversitenin kampüsünde matematik bölümü öğrencisi olan Fuat&rsquotan daha çok arkadaşı olduğu aşikâr.
Fuat, içine kapanık, asosyal bir çocuk... Buna rağmen analitik zekası sayesinde Lütfü&rsquoyü kampüs güvenliğine yakalanmaktan kurtarıyor. O gün yeni bir arkadaşlığın başlangıcı olmasa da Fuat başı ilk dara düştüğünde Lütfü&rsquoyü arayınca bu dört erkeğin kaderi birbirine bağlanıyor.
Cellat Mezarlığı, Aslı E. Perker&rsquoin ikinci kitabı. 2005 yılında Başkalarının Kokusu adlı kitabıyla Türk edebiyatına adım atan Perker, Cellat Mezarlığı&rsquonda insan psikolojisinin derinliklerine inerek &rsquosuç&rsquoun her insanın içindeki yerini sorguluyor. Herkesin kendi masumiyetine böylesine inandığı bir dünyada &rsquosuç&rsquou ve &rsquomasumiyet&rsquoi bir cerrah titizliği ve edebiyatçı duyarlılığıyla masaya yatırıyor.
(Tanıtım Bülteninden)