Eksik Taşlar, Yiğit Bener&rsquoin ilk romanı. 12 Eylül&rsquode yurtdışına çıkmak zorunda kalmış bir babayla (Erdinç) oğlunun (Devrim) birbirlerini arayış hikâyesi... Taşları tek tek yerine oturtarak geçmişini hiç bilmediği babasını dolaylı yoldan keşfetmeye çalışan Devrim, Avrupa kültürüyle tanışırken kendi yaşamına ve Türkiye&rsquodeki egemen kültüre de başka açıdan bakmayı öğrenir. Yiğit Bener, içinde debelenip durduğumuz Doğu-Batı sorunsalını ve 12 Eylül&rsquole hesaplaşmayı, iletişim sorunu yaşayan bir baba oğul ilişkisi üzerinden ele alarak, bugün de sürdürdüğümüz güncel tartışmalara kendi penceresinden bakıyor.
&ldquoEksik Taşlar&rsquoın başarı nedenlerinden biri de Yiğit Bener&rsquoin Türkiye&rsquoyi olduğu kadar Batı&rsquoyı da, Batı insanını da tanıması. O &rsquoyabancılar&rsquoı okurken yadırgamıyoruz, çeviri kişiler çıkmıyor karşımıza, hep etten kemikten insanlarla karşılaşıyoruz. Eksik Taşlar, yaşama kültürüyle kitaplardan gelen kültürün uyumlu bir bileşimi. Nâzım&rsquoın bir dizesini hatırlıyorum: &rsquoİnsan yüreklerine dokundu bu elleri.&rsquo Yiğit Bener&rsquoin elleri de insan yüreklerine dokunuyor, romandan yayılan &rsquoinsani sıcaklık&rsquo Yiğit Bener&rsquoin &rsquoinsan yürekleri&rsquone dokunmadaki ustalığının sonucu.&ldquo
(Tanıtım Bülteninden)