İnsanın bilim ve teknik alanındaki uygulamalarının, doğanın çehresini değiştirmenin ötesinde, doğanın dengesini bozan bir yapıya dönüşmesi birçok alanda yeni bir sorgulamayı gerekli hale getiriyor. Artık bilim ve tekniğin yaşama uyarlanması insan yaşamını kolaylaştırmaktan öte insanın varoluşunu tehdit ediyor olması söz konusu. Felsefe bu tehditi gördüğü gün, çözüm için düşünce üretmeye başladı. Ancak daha ilk denemelerle birlikte sorunun nedenli çetrefil olduğu da ortaya çıktı. Bir yandan felsefenin şimdiye kadar söyledikleri, diğer yandan vahiy dinlerinin oluşturduğu dünya karşısındaki duruş yeniden sorgulanırken, kapitalist sistem de eleştiriden kendini kurtaramadı. "Neden insan doğayı korumalıdır?" sorusu yanıtlanmaya çalışılırken insan merkezci olmayan yeni bir etik önerisini, doğayı yaralamadan doğada var olmayı olanaklı kılan doğa dinlerine dönüş önerisi takip etti. Doğanın bir özne karakterine sahip ve öznenin kendinde hakları olduğunu söyleyen metafizik temellendirmeleri, doğanın insan için estetik değer taşıdığından hareketle, estetik temellendirme izledi. Ne var ki üretilen her yanıt önemli olmakla birlikte hiç de gözardı edilemeyecek boşluklar taşıdığından, soru yeni yanıtlar bekliyor ve tehdit de boyut kazanarak devam ediyor. Sorunu tartışmak için düzenlenen uluslararası konferanslar fiyaskoyla sonuçlanıyor. İnsanlığın önündeki bir seçenek olarak barbarlık ağırlık kazanıyor. Bu gerçeklik Felsefelogos'un ekoloji felsefesini, dosya konusu olarak işlemesini gerektiriyor...(Sunu'dan)

Diğer Kredi Kartları : 10,00 Peşin(Tek Çekim)