13,00 TL
15,00 TL
19,00 TL
22,00 TL
23,40 TL
25,00 TL
16,00 TL
Elinizdeki kitap, başlığı her ne kadar Alevileri anlamaya dönük bir vurgu taşısa da Alevileri anlamaktan çok, devletin ve ondan daha geniş olarak bir iktidar şebekesinin Alevi ayinselliğine yönelik ağır saldırılarını -Alevilik açılımından Tuzluçayır&rsquoa, Dersim&rsquoin seyitlerinden devlet kirliliğiyle malûl dedeliğe- devlet, ayin ve siyasallık çerçevesinde tartışmaya yöneliktir. Ayhan Yalçınkaya tam bu ânda bir kez daha soruyor: Bedreddin&rsquoi mi seçeceğiz, devleti mi? Bedreddin bugün Gezi ve Gezi&rsquonin dolanıp durduğu bütün toplumsal yüzeydir Tuzluçayır&rsquodır, Okmeydanı&rsquodır, Antakya&rsquodır. &ldquoBu yüzey bizi özgürlüğe ve eşitliğe çağırıyor devlet ise baskıya, şiddete, ölümsüz bir eşitsizliğe ve ölüme&rdquo diyecektir çoğu &ldquoöyleyse bu soru ne saçma, ne haince bir sorudur!&rdquo Üstelik giderek solgunlaşan bir hayalete dönüştürülen Gezi&rsquonin tüm yüzeylerinde giderek belirginleşen bir hayalet olarak Alevilik, Alevi çocuklarda ölüp dururken! Oysa Yalçınkaya&rsquonın yanıtı biraz farklı: Bir kez daha devleti seçmek belki tarihte hiç olmadığı kadar, ilk kez bize devlet ve siyasetin kökleriyle son bir yüzleşme, sert bir hesaplaşma zemini sunuyor siyasetin hakikat iddiasının siyasalın gerçekliğiyle yerle yeksan edilme fırsatını da. Türkiye&rsquodeki Alevi toplulukların hepimiz için yaşamsal önem taşıyan varlıklarının anlamı tam buradadır: Tarihçilerin ve sosyologların, geçmişin ve şimdinin gayri-siyasal salıncağında salladıkları o bünyeyi bütün siyasal yüküyle görmemizi mümkün kılan ve tam da bu yüzden devletin siyaseti nasıl gayri-siyasallaştırdığını da aşikâr eden son örneklerden biridir Aleviliğin siyasal bünyesi can çekişen varlığıyla da olsa.