Nijerya... Karışık, karmaşık bir ülke... Ve on beş yaşında, ülkenin karmaşa ve yoksulluğundan yalıtılmış bir evde yaşayan küçük bir kız. Ağabeyi, annesi ve babası... Dindar, katı kuralları olan, ülkesinde saygın ve aile içinde şiddet dolu bir baba. Kambili'nin evi de Nijerya'nın gerçeğinden uzakta görünse de Nijerya gibidir aslında... Şiddetle, karmaşayla yoğrulmaktadır. Kambili, hayatın gerçekleriyle sevgi dolu halasının evine gönderildiğinde tanışacak, hayata karşı bir çiçek gibi açmaya başlayacaktır. Ne var ki, bu sefer de bir askerî darbe sarsacaktır küçük kızın dünyasını. Ülkeyle birlikte o da gerilimin içinde bulur kendini yeniden.
Chimamanda Ngozi Adichie, tıpkı kahramanı gibi Nijerya'da doğup büyümüş bir genç kadın. Mor Amber onun ilk romanı. Öyküleriyle ilgi çektikten sonra ortaya çıkardığı eser, büyümenin duygusal girdaplarını, aile bağlarını ve hayatımızı şekillendiren kültürel etkileri ortaya koyuyor. Bir genç kızın, yani Kambili'nin ağzından yazılan romanda ülkenin acımasız gerçekleri kadar, insanların kendilerine ve çevrelerindekilere koydukları kuralların acımasızlıkları da göze çarpıyor. Zarif bir dil ile etkili bir anlatımın bütünleştiği Mor Amber, dünya çapında bir başarı elde etti. Küçük Şeylerin Tanrısı'nın yazarı Arundathi Roy'la karşılaştırılan Adichie, Afrika'dan yükselen taze ve gür bir ses olarak tanımlandı. Mor Amber'den yayılan duygusal, sevecen ve etkili sesi dinlemeye hazır mısınız?
- Kitaptan
"Peder Amadi yanıma yürüdü, karnımı şişirsem vücuduna değecek kadar yaklaştı. Elimi eline aldı, parmaklarımdaki çiçeklerden birini dikkatle çıkarıp kendi parmağına geçirdi. 'Halan senin ve Jaja'nın yatılı okula gitmeniz gerektiğini düşünüyor. Gelecek hafta, Peder Benedict'le konuşmak için Enugu'ya gideceğim babanın onun sözünü dinlediğini biliyorum. Jaja'nın ve senin gelecek dönemde yatılı okula başlayabilmeniz için babanı ikna etmesini isteyeceğim ondan. Güzel olur, inugo?'
Başımı sallayıp, gözlerimi başka tarafa çevirdim. Ona inanıyordum, iyi olacaktı, öyle dediği için inanıyordum. O zaman din derslerini, soruya cevap verirken şarkı söyleyerek, 'Söylediği ve sözü doğru olduğu için' cevabı verdiğimizi hatırladım. Soruyu bulamıyordum.
'Bana bak, Kambili.'
Gözlerinin sıcak kahverengisine bakmaya korkuyordum, kendimden geçmekten, kollarımı boynuna dolayıp parmaklarımı ensesinde kenetlemekten, gitmesine izin vermemekten korkuyordum. Döndüm." (sayfa 199)
(Tanıtım Yazısından)

Diğer Kredi Kartları : 13,00 Peşin(Tek Çekim)