Dinler tarihçileri kutsiyet inancının önemini &ldquoTanrı inancına yer vermeyen dinler görülmekle beraber kutsiyet inancına yer vermyen din bulunmamaktadır&ldquo diyerek dile getirmişler ve dini kısaca &ldquokutsalın tecrübesi&ldquo diye tanımlamışlardır. Diğer taraftan Tanrı&rsquoyı olduğu gibi kutsiye de inkar eden kesimler ve ideolojiler bile bazı zaman ve mekanları takdisten kendilerini kurtaramamaktadırlar. Kur&rsquoan ve hadislerde ise Allah&rsquoın el-kuddüs olduğu belirtilmiş, Allah&rsquoın dışındaki varlıklardan bilhassa zaman ve mekanlar mukaddes ve efdal gibi tabirlerle ifade edilmiştir. Aynı şekilde insanlar sosyal hayatta bir zamanın, mekanın veya nesnenin fevkalade &ldquodeğer&ldquoini vurgulayacakları zaman çoğu kere kutsal tabirine başvurmaktadır.
Şu halde kutsal nedir? Allah&rsquoın dışındaki varlıklara kutsiye atfedilebilir mi? Allah&rsquoın kutsiyesi ile diğer varlıkların kutsiyesi aynı anlamda mıdır? Kur&rsquoan ve hadislerde kutsiyet hangi tabirlerle ifade edilmekte ve nelere kutsiyet atfedilmektedir? Bu konudaki hadislerin hadis tekniği açısından sıhhati ve yorumu nedir? İşte bu çalışmada kutsiyetin mahiyeti, bu konudaki anlayış ve problemler, kutsiyetin Kur&rsquoan ve hadislerdeki tezahürleri zaman ve mekanlarla sınırlı tutularak geniş bir bakış açısıyla incelenmeye çalışılmıştır.
(Tanıtım Bülteninden)