Slav kavimlerinin kardeşliği ve yakınlığı görüşü,Pan-Slavizm akımından çok önce ifade edilmiş olmakla birlikte,modern anlamda Pan-Slavizm,19.yy.ın bir ürünüdür.İlk defa 1820&primelerde Slav kavimlerinin büyük bir devlet halinde birleşmeleri fikri ile siyasi "Slav Birliği" yaratma gayesi,Slav aydınlarının düşüncelerinde belirtilmiştir.Tarihi süreç içerisinde içeriği değişen,kendisine farklı anlamlar izafe edilen Pan-Slavizm,giderek Rus emperyal siyasetinin bir aracı ve itici gücü haline gelmiş,Rus Çarlığı tarafından uygulanan Pan-Rusçuluk Politikasının maskesi olmuştur. Pan-Slavizm, giderek Rus Pan-Slavizmi, bir çok Rus devlet adamı, askeri ve aydını tarafından benimsenmiştir. &ldquoTürklerin Avrupa&rsquodan kovulması&rdquo, &ldquoSlav-Hıristiyan kardeşlerin barbar Türk mevkiinin yükseltilmesi ve Ortodoks Klisesi&rsquone lâyık olduğu önemin verilmesi&rdquo &ldquoAyasofya&rsquoya haç konulması&rdquo gibi sloganlarla ifade edilmeye başlanan Rus Pan-Slavizmi, Rus halkına ve Avrupa kamu oyuna da aşılanmaya çalışılmıştır. &ldquoTek bir dil-tek bir din&rdquo sloganı ile Ruslaştırma amacına hizmet eden Pan-Slavizm, 1905 Rus İhtilali&rsquon den sonra ortaya çıkan milletlerin özgürlük talepleri karşısında, tarih sahnesinden çekilmemiş, fakat yeni bir görünüme bürünmüştür: Neo-Slavizm. Yeni Slavcıların görüşleri Pan-Slavizm&rsquoin yeniden ihyasından başka bir şey değildir. Rusya&rsquoda Çarlık rejiminin yıkılmasıyala bir süre terk edilmiş, Sovyet Rusya, emperyal siyaset izlemeyeceğini beyanla, bir bakıma Pan-Slavizm ile de ilgisi bulunmadığını deklare etmiştir. Ne var ki uygulamada nispeten sâkin  geçen on-on beş senelik bir dönemi müteakiben, Sovyet Rusya giderek Pan-Rusçuluk siyasetine meyletmeye başlamıştır. Bolşevizmin ilk yıllarında reaksiyoner bir siyaset olarak adlandırılan ve devletin hiçbir ilgisi  bulunmadığı iddia edilen Pan-Slavizm, süreç içerisinde devlet eliyle Rus milliyetçiliğinin canlandırılması faaliyetleri ile yendin diriltilmiş ve Sovyet Rusya dışarıda da bütün Slavların müdafi konumunu sahiplenmiştir. Bu tarihten sonra Sovyetler Birliği&rsquonin Dağılışına kadar geçen sürede dış politikasında Pan-Slavizm siyaseti terk edilmemiş, bu siyaset Çarlık Rusya&rsquosı tarafından belirlenen ve Sovyetler Birliği tarafından da benimsenen değişmez stratejilerin bir aracı olarak kullanılmıştır.

      Prof. Hans Kohen&rsquoin, başlangıçta hiçbir emperyal siyasete meyilli olamayan Pan-Slavizm&rsquoin tarihi süreçte geçirdiği merhaleler ve Rus milliyetçiliğinin düşünce kaynakları üzerine derin ilmî tetkikler neticesinde kaleme aldığı bu eser, konu üzerinde eşsiz çalışmalardan biridir. Eseri, Dr. Agâh Oktay Güner, özenli çalışması ile Türkçe&rsquomize kazanmıştır.