Adnan Menderes, Cumhuriyet Tarihinde kendisinden en fazla söz ettiren başbakanlardan birisi olarak tarih galerisindeki yerini almıştır. Siyasete girişinden Çok Partili Hayata geçişe ve 27 Mayıs ile feci bir şekilde hayatının sona ermesine kadar geçen süreci hâlâ tam olarak anlayabilmiş değiliz. Olaylar ve şahıslar değerlendirilirken ideolojik yaklaşımlar ve önyargılar belirleyici olmaktadır. Oysa tarihe geçmiş bir lideri değerlendirirken nispeten daha tarafsız olmaya çalışılmalıdır. Bugün Menderes’i değerlendirenler, yapmış olduğu hizmetleri “görevi“ olarak tanımlayıp, yapamadıkları veya hatalı taraflarını gündeme getirerek eleştirmektedirler. Oysa liderler, dönemin şartları göz önüne alınarak yaptıkları ve yapmadıkları ile birlikte değerlendirilmelidir.
Türk Siyasetinde 1950- 1960 yılları denildiğinde ilk akla gelen isimlerden birisi Adnan Menderes’tir. Cumhuriyet tarihinde serbest seçimle kesintisiz en uzun süre başbakanlık yapan Menderes, yaptıkları ve yapamadıklarıyla bu döneme ismini vermiştir. 14 Mayıs 1950’de iktidara geliş ve 27 Mayıs 1960 iktidardan ayrılış yönüyle de son derece farklı hususiyetler gösteren, tarihe geçmiş müstesna bir isimdir.
Türkiye Cumhuriyetine on yıl başbakanlık yapmış bir liderin, hayatına acı bir şekilde son verilmesi ve bu kadar ağır eleştirilmesi şüphesiz yanlıştır. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen Menderes hâlâ gündeme geliyor ve hâlâ halk tarafından çok seviliyorsa sosyolojik, idari ve siyasi açıdan alınacak çok ders vardır. Zaman içerisinde tarih en iyi hükmü verecektir...
(Tanıtım Bülteninden)

Diğer Kredi Kartları : 28,00 Peşin(Tek Çekim)