Pek çok Latin Amerikalı yazar gibi, Carlos Fuentes de, yazılarından ve düşüncelerinden dolayı ülkesinden uzaklarda sürgün hayatı yaşamıştı. Onu okurlarımız ilk kez &ldquoArtemio Cruz&rsquoun Ölümü&ldquo adlı başyapıtıyla tanımışlardı. Daha sonra &ldquoDeri Değiştirmek&ldquo, &ldquoSefer&ldquo ve &ldquoDiana&ldquo adlı romanlarını, &ldquoKörlerin Şarkısı&ldquo ve &ldquoYanık Sular&ldquo adlı öykü kitaplarını yayınladık. &ldquoYanık Sular&ldquoın bu yeni basımını yaparken, bu ünlü Meksikalı yazarın ülkemizde de beğenildiğini görmenin sevincini yaşıyoruz, &ldquoYanık Sular&ldquoda dört öykü var. Birbirine bağlı öyküler. &ldquoBu Evler Bir Zamanlar Saraydı&ldquo adlı öyküde, tekerlekli sandalyesinde, şimdi yıkıntıya dönmüş eski sarayları düşleyen sakat Luisito&rsquoyu, &ldquoTan Ağartısı&ldquonda yüksek Meksika yaylasındaki eski kentte sabahın erken saatlerinin kokusunu da, havasını da gökdelenlere kaptıran Federico Silva&rsquoyı, &ldquoAnalar Günü&ldquonde, torunuyla birlikte geneleve alem yapmaya giden general eskisi Vicente Vergara&rsquoyı, &ldquoAndres Aparicio&rsquonun Oğlu&ldquo adlı öyküde de arayıp bulamadığı sözcüklerin yerini ancak &ldquoşiddet&ldquole doldurabilen genç Bernabi&rsquoyi tanıyacaksınız. Bu dört öyküdeki bu dört ayrı kahramanın ortak bir mekanları var: Kendi çocuklarını yiyen, kendi canına kıyan, lanetli &ldquoYanık Sular&ldquo kenti: &ldquoMeksiko City&ldquo.
(Arka Kapak)