13,00 TL
15,00 TL
19,00 TL
22,00 TL
23,40 TL
25,00 TL
16,00 TL
Türkiye, &ldquoNizam-ı Cedit&ldquoten &ldquoGüçlü ekonomiye geçiş programı&ldquona kadar iki yüz yıldır bir yenilgi tuzağına düşmekten yakayı kurtaramadı. Bütün bu zaman zarfında üretilen tüm kavramlar veya hakim retorik, hep aynı anlama gelen şeylerdi. Hepsinin ortak paydasında Batı&rsquoda ortaya çıkan kapitalizme &ldquouyum sağlamak&ldquo vardı. Nizam-ı cedit, asrileşme, muasırlaşma -daha sonra bu kavram çağdaşlaşma olarak yeniden sahneye çıkacaktı-, batılılaşma, modernleşme, kalkınma, &ldquoistikrar&ldquo, &ldquoyapısal uyum&ldquo, şimdilerde &ldquogüçlü ekonomiye geçiş&ldquo vb... esas itibariyle sömürgeleşmenin başka kavramlarla ifadesinden ve başka araçlarla sürdürülmesinden başka bir şey değildi. Velhasıl, kapitalist gelişmenin farklı evrelerine &ldquouyumu&ldquo ifade eden, olup-bitenleri meşrulaştıran, kavramın gerçek anlamında bir &ldquoretorikti&ldquo.Dünya&rsquonın geri kalanının da kapitalizmin ilk defa ortaya çıktığı ve ortaya çıkar çıkmaz hakim duruma gelen emperyalist ülkeler gibi olması, onlara benzemesi, iki bakımdan olanaksızdır: Birincisi, kapitalist üretim tarzı kutuplaştırıcıdır, hiyerarşi üretmeye mahkumdur İkincisi de, herkesin Batı gibi &ldquozengin&ldquo ve &ldquomüreffeh&ldquo olması ekolojik sınırlılık nedeniyle olanaksızdır. Artık iflas eden, iflası sürekli tekrarlanan bu yenilgi tuzağından kurtulmanın, paradigmanın iflas ettiğini kabullenmenin, velhasıl paradigmayı değiştirmenin zamanı gelmiş olmalıdır.(Arka Kapak)